2Department of Psychological Counseling and Guidance, Research Assistant, Hasan Kalyoncu University, Gaziantep, Türkiye
Abstract
In the study, it was aimed to examine the relationship between the communication overload burden perceived by teachers and job satisfaction. The sample of the research consists of 294 teachers working at different levels in the 2020-2021 academic year. Correlational research design, which is a quantitative method, was used in the research. During the data collection process, the Personal Information Form created by the researchers, the Job Satisfaction Scale and the Communication Overload Scale were used. From descriptive statistics for demographic variables; one-way analysis of variance to determine the relationship between variables and job satisfaction; T-test was used to test the differentiation of the relationship between job satisfaction and perceived communication overload according to various variables, and regression analysis was used for the predictive level of job satisfaction of communication overload. A significant, weakly negative relationship was found between teachers’ perceived overload of communication and their job satisfaction. While it is seen that the excessive communication load differs significantly according to gender and being a classroom guidance teacher; It has been observed that there is no difference according to seniority, marital status, and school level. The level of job satisfaction differs according to seniority; It was concluded that there was no difference according to gender, marital status, school level and being a classroom guidance teacher. The findings obtained as a result of the study were discussed within the framework of the literature, and suggestions for these results were presented.
2Araştırma Görevlisi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye
Çalışmada salgın sürecinde öğretmenlerin algıladığı aşırı iletişim yükünün mesleki doyumla ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini 2020-2021 eğitim öğretim yılında farklı kademelerde görev yapan 294 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada nicel yöntem olan korelasyonel araştırma deseni kullanılmıştır. Veri toplama sürecinde Mesleki Doyum Ölçeği, Aşırı İletişim Yükü Ölçeği ve araştırmacıların oluşturduğu Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Demografik değişkenler için betimsel istatistiklerden; değişkenlerin mesleki doyumla ilişkisini tespit etmek için tek yönlü varyans analizinden; mesleki doyum ve algılanan aşırı iletişim yükü ilişkisinin çeşitli değişkenlere göre farklılaşmasını test etmek için ise T-testi’nden, aşırı iletişim yükünün mesleki doyumu yordama düzeyi için regresyon analizinden yararlanılmıştır. Öğretmenlerin algıladığı aşırı iletişim yükü ile mesleki doyumu arasında anlamlı, zayıf yönde negatif ilişki bulunmuştur. Aşırı iletişim yükünün cinsiyet ve sınıf rehber öğretmenliği görevi olmasına göre anlamlı fark gösterdiği görülürken; kıdem, medeni durum, çalışılan okul kademesine göre farklılaşmadığı görülmüştür. Mesleki doyum düzeyinin kıdeme göre farklılaştığı; cinsiyet, medeni durum, çalışılan okul kademesi ve sınıf rehber öğretmenliği görevi olmasına göre farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular literatür çerçevesinde tartışılarak, bu sonuçlara yönelik öneriler sunulmuştur.